29 Aralık 2012 Cumartesi

İngiltere futbolunda bir dönüm noktası : Hillsborough faciası



1989 yılının Nisan ayı futbolun beşiği olarak bilinen İngiltere’ye büyük bir acıyı beraberinde getirmiştir. Tarihin en büyük tribün olaylarından biri olan ‘Hillsborough Faciası’ tam 96 canın, taraftarın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır.
Acı olayın yaşandığı gün Nottingham Forest ile Liverpool arasında oynanacak olan FA Cup yarı final maçı için binlerce taraftar Hillsborough Stadı’nın yolunu tutmuştu. Önemi büyük olan maça ilgi oldukça yoğundu. Herhangi bir sorunla karşılaşılmaması için pek çok yayın organından anonslar yapılıyor, bileti olmayan taraftarların stada gitmemesi söyleniyordu. Maçın başlamasına çok kısa bir süre kalan Nottingham taraftarları tribünlerdeki yerlerini almış, Liverpool taraftarları ise henüz tamamen içeri girememişti. İşte bu durum dakikalar sonra yaşanacak olan felaketin başlangıcıydı. Arkadan gelen taraftar grubunun ön taraftakileri itmeye başlaması, o taraftarlarında tribünlere girmiş olanlara baskı yapması sonucu, önce bulunan taraftarlar saha ile tribünü ayıran tellere ve demir parmaklıklara sıkışmıştı. Olayları fark eden hakem karşılaşmanın 6. Dakikasında oyunu durdurmuş, şanslı olan taraftarlar tellerden sahaya atlayıp canını kurtarmıştı. Ağırlığı daha fazla taşıyamayan tellerin tamamen yıkılmasıyla ise arada kalıp ezilen tam 94 kişi hayatını kaybetmişti. Bu rakam olaydan 4 gün sonra ölen Lee Nicol ile 95’e ve olaydan sonra tam 4 yıl komada kalıp yaşamını yitiren Tony Bland ile 96’ya çıkmıştı. Tam 96 can o gün ruhlarını Hillsborough’da bırakmıştı. 766 kişinin de yaralandığı bu facianın sebepleri ise kimine göre polisin yeterli önlemi almaması, kimine göre ise sağlık hizmetlerinin geç gelmesiydi.  Ölen ve yaralananların hepsi Liverpool taraftarıydı ve olayın bir başka acı yanı ertesi gün yaşanacaktı. Faciadan bir gün sonra The Sun gazetesinin Liverpool taraftarlarını suçlayan, olayların sorumlusu olarak gösteren haberleri Liverpool taraftarı tarafından yıllar geçse de unutulmayacak bir şekilde hafızalarına kazınacaktı.

Geç gelen özür

Facianın yargı boyutuna bakıldığında ise tam 23 yıl boyunca ölen ve yaralanan taraftarların ailelerinin adalet arayışı sonuca ulaşamadı. İlk incelemeler Yargıç Peter Taylor tarafında yapıldı. Düzenlenen 2 raporun ilkinde olayın yaşanma sebebi, ikisinde ise alınabilecek önlemler yer aldı. Polisin ihmalkarlığının da faciada rolü olduğu bilinse de bu konuda somut bir adım atılmadı. 2012 yılına geldiğimizde ise 23 yıldır beklenen o ‘özür’ sonunda dilendi. Başkan David Cameron: ‘’O gün olanlar yanlıştı. Hükümetim ve ülkem adına adaletsizliğin uzun süre düzeltilememesinden dolayı içten özür diliyorum. Rapor net, Liverpool taraftarları bu felaketin sorumlusu değil. ‘’ diyerek geç de olsa resmi bir özür diledi. Olayların ardından en çok adı geçen gazete The Sun da bir özür yazısı yayınladı.
Hillsborough faciası İngiltere futbolu için aslında bir dönüm noktası oldu. Bu olayın ardından ilk olarak demir parmaklık ve teller kaldırıldı. Yeniden düzenlenen statlara gelen taraftarlara ‘oturarak maç izleme’ tribün anlayışı yerleştirildi. Bu olayın ardından Liverpool’a 6, diğer İngiliz takımlarına getirilen 5 yıllık Avrupa’ya gidememe yasağı da kuşkusuz değişimde etkili oldu.

Liverpool için Hillsborough

Hillsborough faciasının İngiliz futbolu için büyük bir acı olduğu çok açıktır. Ancak bu facianın Liverpool için taşıdığı anlam ve acı çok daha fazladır. En büyük acılardan birini de şuanda hala Liverpool’un kaptanlığını yapmakta olan ve Liverpool için artık efsane olarak anılabilecek Steven Gerrard yaşamıştır. Olayın yaşandığı tarihte henüz 9 yaşında olan Gerrard bu faciada kuzeni Jon Paul Gilhooley’i kaybetmişti. Yaşadığı bu olayın kariyerin zirvesine çıkmasında çok büyük etkisi olduğunu söyleyen Gerrard o gün yaşanılan olayları izlerken dua dip olayların daha kötüye gitmemesini dilediğini belirtti. Ancak olaydan bir gün sonra acı haberi alan Gerrard o günün üzerinden yıllar geçmesine rağmen üzüntülerinin hala ettiğini söyledi.
Facianın Liverpool açısından ne denli önemsendiği her yıl yapılan anma törenleri ile Anfield Road’ın Shankly kapısında bulunan ve ölen taraftarların isimlerinin yazılı olduğu bir anıt bulunmasıyla da somutlaştırılabilir.


24 Aralık 2012 Pazartesi

Beşiktaş büyük balık kaçırdı

Sezon başlamadan önce İngiltere'de pek tanınmayan bir isimdi Michu. Şimdi ise takımı Swansea'nin en çok konuşulan ve rakip orta sahaları en fazla zorlayan isim haline geldi.  Manchester United karşısında etkili oyunu ve golüyle takımını mağlubiyetten kurtaran bu adam Premier Ligi'n en çok gol atan oyuncusu (13 gol). Mario Balotelli,Fernando Torres ve Andy Carroll gibi isimlerin toplam maliyeti 110 milyon euro ve bu 3 isimin attığı toplam gol sayısı 8. Michu ise 2 milyon euro değeriyle 13 gol ile gol krallığının tek sahibi. 


Yanlış FEDA Hamlesi


Swansea'den önce Michu'ya Beşiktaş talip olmuştu. İspanyol oyuncuyu çok beğenen Beşiktaş'ın eski Futbol Komitesi Üyesi İbrahim Altınsay, futbolcuyu yönetime ve Samet Aybaba'ya sundu. Aybaba'dan onay geldi fakat maliyeti düşük futbolcu arayan Beşiktaş yönetimi Michu'nun bonservis bedelini fazla olduğunu iddia ederek transferi onaylamadı. Beşiktaş'ın geri çekilmesiyle Michu'yu İngiliz ekibi Swansea kaptı. 


İKİNCİ TERCİHTİ YILDIZ OLDU

Attığı gollerle Premier Ligin gol kralı olan oyuncu gösterdiği performansla Avrupa devlerini peşine düşürecek gibi duruyor. 2011-2012 sezonunun transfer döneminde golcüsü Sigurdsson'u Tottenham Hotspur'a kaptırınca hucüm hattı boş kalan Swansea ikinci tercihi olan Michu'yu aldı. Bu transferle Swansea belki de tarihinin en verimli transferine imza attı. Pazar günü oynanan M.United maçından önce Alex Ferguson Michu için "İngiltere'ye gelmeden önce adını hiç duymamıştım. Fakat mükemmel bir oyuncuymuş" dedi. 


18 Aralık 2012 Salı

UEFA'nın Favorisi Burak

Futbol'un Patronu UEFA, resmi sitesinde grup aşamalarının en iyilerini yayınladı. En iyi futbolcu olarak Galatasaray'ın golcü oyuncusu Burak Yılmaz seçildi.


UEFA, resmi sitesinde Şampiyonlar Ligi grup aşamasının en iyilerini açıkladı. Messi, C.Ronaldo gibi yıldız isimleri geride bırakan Burak Yılmaz en iyi oyuncu seçildi. Galatasaray'ın gruplarda attığı 7 golün 6'sını atarak C.ronaldo ile birlikte grupların en golcü oyuncusu oldu. UEFA sitede yazdığı haberlerde golcü oyuncu için şu ifadelere yer verdi : " Burak Yılmaz H grubunda takımının attığı 7 golün 6'sına imza attı. 27 yaşındaki forvet Braga maçında Aydın Yılmaz'a yaptığı asistle üretken bir golcü profiline sahip. 2001/2002 sezonundan bu yana bir türk takımının son 16'ya kalmasında çok büyük katkısı olmuştur" 

İŞTE EN AVRUPA'NIN EN İYİLERİ:

En iyi Takım: B.Dortmund
En güzel gol: Mexes (Anderlecht'e karşı)
En iyi oyuncu:Burak Yılmaz
En iyi maç: R. Madrid- M.City
Hayal Kırıklığı: Chelsea
Sürpriz Galibiyetler: M.Untd 0-1 Cluj, Bate 3-1 B. Münih,  Celtic 2-1 Barcelona 

17 Aralık 2012 Pazartesi

Casillas

"İyi kaleci miyim bilmiyorum ama bir zaman sonra iyi adamdır diye anılmak isterim" 

15 Aralık 2012 Cumartesi

Pistorius attan daha hızlı

 Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius, Katar'ın başkenti Doha'da bir at ile yarıştı. İyi bir çıkış yapan Pistorius, atın bir saniye önünde yarışı tamamladı. Yapılan bu yarışın amacı engelli insanlara karşı olan farkındalığı arttırmaktı. Yarış hakkında konuşan Pistorius, "Bugün kimin kazandığı önemli değil, önemli olan buraya gelmek ve insanlara engellilere karşı olan basmakalıp düşüncelerinin yanlış olduğunu göstermekti. Burada bu bölgenin bir güç sembolü olan Arap atına karşı yarışmak, böyle bir organizasyonda yer almak eğlenceliydi” dedi.

 Paralimpik Oyunlar’da iki altın madalya kazanan 26 yaşındaki sprinterden önce Galli Jamie Baulch ve ABD’li Jesse Owens bir ata karşı mücadele eden diğer isimlerdi. Güney Afrikalı rugby’ci Bryan Habana da bir çita ile yarışmış ve yenilmişti.

Kaynak:Eurosport.com

10 Aralık 2012 Pazartesi

Legend LEO MESSI


Barcelona'nın Arjantinli rekortmeni Leo Messi deplasmanda Betis'e attığı iki golle yeni bir rekora daha imza attı. Arjantinli yıldız 2012'deki gol sayısını 86'ya çıkarıp 1972'de Gerd Müller'in rekorunu kırdı.








İşte Leo'nun Rekorları:

-La Liga'da gol atan en genç futbolcu,

-Turnuvalarda en çok gol atan futbolcu (2010-2011 sezonu 53 gol),

-Şampiyonlar Ligi'nde 12 gol atarak Gerd Müller ve Jean Pierre Papin'in ardından üst üste 3. kez gol kralı olan 3. futbolcu.

-Bayern Leverkusen'e karşı 5 gol atarak Şampiyonlar Ligi tarihinde bir maçta en fazla gol atan futbolcu(2012)

-Şampiyonlar Ligi'nde (Şampiyon Kulüpler Kupası dahil) Jose Altafini'nin 14 gollük rekorunu egale eden futbolcu

-Şampiyonlar Ligi'nde 12 gol atarak Ruud Van Nistelrooy'un rekorunu kıran futbolcu (2002-2003 sezonu)

- -Şampiyonlar Ligi'nde üst üste 4 kez gol kralı olmayı başaran tek futbolcu

-  2011-2012 tüm turnuvalarda gol rekoru 73 gol

- La Liga'da bir sezonda attığı 50 gol ile rekor kıran futbolcu (2011-12)












8 Aralık 2012 Cumartesi

Umut-Van Basten

Galatasaray'ın Sivasspor'u 3-1 mağlup ettiği karşılaşmada 2 gol atan Umut Bulut ilk golünü 47.saniyede attı. Umut'un erken gelen bu muhteşem golü Hollanda'nın efsane futbolcusu Marco van Basten'in 1988'de SSCB'e attığı golü anımsattı.


Marco van Basten'in golü:




Umut'un golü:

4 Aralık 2012 Salı

Marilyn ve gooooll

Marilyn Monroe 1957 yılında Amerika'da bir maçta sahaya inmiş, başlama vuruşu yapmıştı.. Halen dünyanın en güzel kadını olarak kabul edilen Monroe sahaya inanılmaz yakışmış durumda...






1957'deki bu olayın videosu için tıklayın :)
 



1 Aralık 2012 Cumartesi

74'lük Golcü

İngiltere Veteranlar Ligi'nde Meridian FC Vets takımında oynayan 74 yaşındaki Derek May, Messi ve Ronaldo'nun bile sahip olamadığı bir rekora sahip.



 Meridian FC takımının 7-1'lik galip geldiği Borough United maçında attığı penaltı golüyle 1300. golünü attı. Çoğu maçı boş geçmeyen başarılı forvet futbolu ölene kadar oynayacak gibi görünüyor. Derek May 3 çocuk ve 5 torun sahibi. Favori takımı Tottenham. Fakat Cumartesi günleri kendi takımıyla maça çıktığı için çok fazla takip edemediğini söylüyor. Mr.May 32 sene Raglan Rangers takımında oynadı. 60 yaşında şimdiki takımı Meridian FC Vets'e transfer oldu.

22 yaşındayken bir trafik kazası sonucu bir kaç yerinde kırık olmasına rağmen futbolu bırakmayan May "Futbol olmadan yaşayamam" diyor.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Abdullah Avcı ile Abdurrahim Albayrak Organ bağışı yaptı



Milli Takımlar Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahim Albayrak, Galatasaray eski takım kaptanı Ayhan Akman Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde organ bağışı kampanyası için bir araya geldiler. Organ nakli olan hastalarla ilgilenip, forma imzalayıp, çocuklarla hatıra fotoğrafları çektirdiler. Ayhan Akman çocuklarla yakından ilgilendi. Ayrıca Abddurrahim Albayrak, Abdullah Avcı ve Ayhan Akman'da organlarını bağışlayarak herkese örnek olmak istediklerini söylediler.

Abdurrahim Albayrak:
Herkesi organ bağışı yapmaya davet ediyorum
"Gaziosmanpaşa hastanesinin başlattığı organ nakli ile sevgili hocam Abdullah Avcı ve uzun zaman birlikte çalıştığım sevgili kaptanımız Ayhan Akman ile bu organizasyona seve seve katıldık. Unutmamalıyız ki bir gün bizim de organ nakline ihtiyacmız olabilir. Şu anda 100.000 tane hasta organ nakli için bekliyor. Devletimizin imkanları ile şu an nerede olursanız olun organ naklini ihtiyacı olan yere zamanında ulaştırma imkanı var. Ben buradan tüm taraftarlarımız ve vatandaşlarımıza organ nakli yapmaya davet ediyorum" dedi.

Abdullah Avcı:
Tüm sağlık projelerinde olmalıyız
" Yaklaşık 7 yıldır eğitim ve sağlık ile ilgili her türlü projelere katılmaya çalışıyorum. Bu konuda Gaziosmanpaşa Hastanesi'nin duyarlılığına teşekkür ederim. Bend üzerime düşeni yapmak için buradayım"dedi.

Ayhan Akman:
Burada olduğum için çok mutluyum
Bu projenin içinde olduğum için çok mutluyum. Organ nakli talebi çok fazla organ bağışı yapan insanlar oldukça az. Ben insanları bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Ayrıca burada olduğum için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

TT Arena'nın zemini bizi endişelendiriyor

"Cluj maçındaki yoğun yağış sonrası sürekli gündeme gelen zemin konusunun sorulması üzerie açıklama yapan Albayrak " Kış ayları geldikçe endişeminz bir hayli artıyor. 3 kulvarda yarışıyoruz ve çok maç oynanıyor. Maalesef stat yeterince hava almadığı için zeminin bakımı oldukça zor oluyor. Geceleri gidip zemini kontrol ediyoruz. İnşallah bu sezon fazla kış olmaz" ifadelerini kullandı.

Şampiyonlar Ligi'de şanssız başladık

Bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'nde şanssız bir başlangıç yaptıklarını söyleyen Albayrak "Manchester United Teknik Direktörü Sir Alex Ferguson'un bile kendilerine çok iyi oynadıklarını söylediğini vurgulayarak, ''Yine İstanbul'daki Braga ve Cluj maçlarında da büyük şanssızlıklarımız oldu. Biz o kadar güçlü bir takım ve camiayız ki, bunun altından kalkmasını bildik. Kenetlenip, Cluj'ü deplasmanda, İstanbul'da da Manchester United'ı da yendik ve puanımızı 7'ye çıkardık. Bu Galatasaray'ın ne kadar güçlü bir takım olduğunun göstergesidir'' şeklinde konuştu.

Forma Krizi

Hasta çocuklara getirilen Galatasaray formaları imzalayan Abdurrahim Albayrak ve Ayhan Akman'ın yanı sıra Milli Takımlar Teknik Direktörü Abdullah Avcı 'bu ülkenin Milli Takımı'nın formasını da imzalayalım' dedi.
Hediye edilen milli formanın çocuklara büyük gelmesi de dikkat çekti.

Lazio'dan taraftara tepki

Federico Marchetti ve Stefano Mauri
UEFA Avrupa Ligi maçı Lazio oyuncuları, Tottenham karşılaşması öncesi İngiliz taraftarlarına baskın yapan Lazio taraftarlarını kınamak amaçlı dün oynanan maçta formalarında ''No Racism' (Irkçılığa Hayır) yazısıyla çıktılar.Anti-semitik bir grup Lazio taraftarı,bir çok Tottenham'lı yahudi taraftarlara 'Yahudiler' diye bağırarak İngilizlerin bulundukları barlara saldırdılar.Çıkan kavgada bıçak ve beyzbol sopalarıyla saldırıp bir taraftarın da ölümüne sebep oldular.Lazio kulübü bu olaya çok sert tepki gösterdi.Maça 'Irkçılığa Hayır' formalarıyla çıkan kulüp taraftarı karşısına almış oldu.
Udinese maçından bir gün önce Lazio kulübü resmi twitter hesabından,"Irkçılığın her türlüsüne karşıyız.Udinese maçına bu formayla çıkacağız" tweetini yayınladı.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Bu taraftarlardan uzak durun!


Amerikan internet sitesi Bleacher Report, Dünya'nın en tehlikeli ve sert taraftarlarını seçtiği bir liste oluşturdu. 'Bulaşmak istemeyeceğiniz taraftar grupları' diye adlandırdığı bu listede Galatasaray taraftar grubu ultrAslan da bulunuyor.İşte o taraftarlar:


1-Millwall Bushwackers (Millwall F.C)

Mottosu 'Bizi kimsenin sevmemesi umrumuzda değil' olan taraftar grubudur.Kendi taraftarları dışında İngiltere'de pek fazla sevilmezler.Deplasmanlara trenle giderler,publarda toplanıp zevk için kavga ederler.İngiltere holiganizm anlayışına biraz terstirler.Diğer takım taraflarlarıyla kavgalarında onlara karşı bıçak çeken,öldürmek için vuran tek gruptur.Uefa'ya katıldıkları sene Macaristan deplasmanında 2 saat içinde 5 kişiyi öldürmüşlerdir.Bazı rakip taraftarlar onlara 'Türk' de derler.2000 yılından 2 Galatasaraylının öldürdüğü Leeds United'lı taraftarları hatırlatarak Leeds United maçında ay yıldızlı tşörtle maça gelmişlerdir.Sabıka dosyaları çok kabarık olan bu grup bulaşılmaması gereken taraftar gruplarının başında gelir.





2-İnter City Firm (West Ham United)
                                    
                    
İsmini deplasmanlara gittikleri şehirler arası işleyen İnter City trenlerinden 
almışlar.En büyük düşmanları Millwall,Manchester United,Tottenham ve Chelsea taraftarlarıdır.Takım desteğinden çok maç öncesi ve sonrasında çıkardıkları olaylarla gündeme gelirler.Kendilerine has özellikleri vardır.Bu özelliklerden biri,kavga ettikleri rakip takım taraftarlarına kavgadan sonra yerde yatanların üzerine kart vizit takmalarıydı.Bu kart vizitin üstünde 'Congratulations You Have Just Met The ICF' (Tebrikler ICF ile tanıştınız) 
yazıyor.



3-Bolougne Boys (PSG)

Paris Saint Germain,Fransa'nın en yaygın ve en çok taraftar kitlesine sahip olan kulübüdür.Parc des Princes stadının kale arkası olan Bolougne tribününde olan Bolougne Boys grubu PSG'nin en güçlü taraftar oluşumudur.Irkçı ve faşist tutumları ile bilinirler.Bu grubun üyeleri radikal ve aşırı sağcılardan oluşur. Beyaz olmayan gruplara saldırırlar ve maçlarda sahayı meşale yağmuruna tutarlar.


4-Boixos Nois (Barcelona)

1981'de kurulan bu oluşum diğer taraftar gruplarına nazaran biraz pasiftirler.Sadece 2 bin üyesi bulunmaktadır.Bu 2 bin üye maçlara kel ve bulldog armaları pankartlarıyla katılırlar ve Barcelona'nın taraftar yapısına biraz ters düşüyorlardı.Joan Laporta başkanlık görevine geldiği ilk yıl Boixos grubunun önceki senelerde bedava aldıkları kombinelerini iptal edip pankart odalarını kapattırmıştı.
Barcelona'dan Real Madrid'e transfer olan Luis Figo'nun ilk maçında sahaya domuz kafası atarak tepkilerini gösterdiler.
 http://www.sporxtv.com/futbol/ispanya/el-clasico-tarihinde-unutulmaz-bir-an-luis-figoyaSXTVQ19846SXQ


5-Wisla Sharks (Wisla Krakow) , Anty Wisla (Cracovia)
Anty Wisla-Wisla Sharks
Wisla Krakow-Cracovia arasında ki derbi 'Kutsal Savaş' olarak adlandırılır. Aralarındaki rekabet ilk başlarda Wisla'nın rakibi olan 2 yahudi takımıyla olan husumetten dolayı kaynaklanan politik bir rekabettir.Daha sonraları burdaki birkaç oyuncunun Cracovia'ya transfer olmasıyla bu iki kulüp arası çıkan gerginlik günümüze kadar sürmektedir.Bu derbi bildiğiniz en ateşli ve tehlikeli derbiler arasına girebilir.
Krakow sokaklarında Wisla taraftarlarının yaptıkları grafitilerin çoğunda anti-yahudi yazılmaktadır.Wisla Sharks grubu genelde takımlarının mağlubiyetinden sonra çıkardıkları olaylarla bilinir.1998/1999 sezonunda UEFA kupası ilk turda Fenerbahçe'yi eleyip kupayı ikinci kez evine götüren Parma ikinci turda Wisla Krakow ile karşılaştı.Krakow'da oynanan maçta Parma'lı oyuncu Dino Baggio'ya Wisla taraftarları tarafından bıçak atıldı.Bu olaydan sonra Wisla Krakow bir sene UEFA'dan men cezası aldı. http://www.youtube.com/watch?v=nBfJI3NXsSg 
'Kutsal Savaş' derbisinin 100.yılında çıkan olaylarda polisin olaya sert müdahalesi sonucu 8 taraftar hayatını kaybetti.



6-Chelsea Headhunters (Chelsea)
Aralarına girmek isteyenlere Chelsea dövmesi yapma zorunluluğu koyan taraftar grubudur.İngiltere'de bulunan en ırkçı taraftar grubudur.İngiliz olamayan herşeyden nefret ederler.Kendi futbolcularını bile ıslıklayan,zenci-beyaz futbolcu ayrımı yapan oluşumdur.En çok kavga etmekten hoşlandıkları grup Birmingham Zulus olmuştur.Bunun nedeni de B.Zulus'da çok fazla etnik köken bulunmasıdır.ICF ve Bushwackers gibi Headhunters'ların da popüler kültürde önemli bir yeri var.En önemlisi 2004 'The Football Factory' filmine Headhunters grubu konu olmuştur. Bir İngiliz grubu olan Combat 18 ile kardeş grup gibilerdir.

7-Bad Blue Boys (Dinamo Zagreb)
Dinamo Zagreb takımının en ateşli taraftar grubudur.Ünlü aktör Sean PEnn'in 1983'te rol aldığı Bad Boys filminden esinlenerek 1986 yılında Dinamo Zagreb'li taraftarlar tarafından kurulan Bad Boys Blue(Kötü Mavi Çocuklar),Avrupa futbolunun en fanatik taraftar gruplarından biridir.Maksimir Stadı'nda oynanan maçlarda Kuzey Tribünü tarafındaki kalenin arkasında yer alıyor ve 90 dakika boyunca susmuyorlar.Yüksek desibelli tezahüratları ve yaktıkları meşalelerle maçın atmosferini değiştirebiliyorlar.


8-Los Borrachos Del Tablon (River Plate)
Los Borrachos,River Plate kulübünün en büyük taraftar grubudur.Arjantin'in en korkulan ve en vahşi ikinci grubu olarak bilinirler.(Birincisi Boca Juniors'lı La 12'dır).Holiganizm Arjantin'de organize suç haline gelmiştir.İlk terör olayları 1996 yılında İndependiente ile River Plate arasında oynanan maç sonrası R.Plate taraftarlarının bir İndependiente'li taraftarı bıçaklayarak öldürmesiyle başladı.Daha sonraları diğer gruplardan bayrak çalınmaya başlandı.Artık Los Borrachos saygı gören bir oluşum haline gelmişti.Bunun nedeni ise üyelerinin kayda değer desteği ve üstün organizasyonlariyla Los Borrachos Arjantin'in en korkulan ve en cok saygı duyulan grubu haline geldi. Daha sonra grubun uyuşturucu sattığı iddia edildi.2002 yılında Boca Juniors'la oynanan Superclasico'da Boja 4-0 öndeydi.Maçın sonlarına doğru Boca'lıların alayları üzerine Los Borrachos grubu aradaki parmaklıkları kırarak bir çok Boca'lıyı yaraladı ve içlerinden birini öldürdü.Bir yıl sonra River'ın Rosario Central ile oynanacak maçı izlemek için Rosario'ya hareket eden grup yolda Newell's Old Boys taraftarlarının otobüsüyle karşılaşınca iki grup arasında kavga çıktı.Kavga 2 Newell's Old Boys taraftarının ölümüyle sonuçlandı.Grup liderlerindeni biri,bir öğrenciyi üzerinde Rosario şortuyla Belgrano mahallesinde gezdiği için dövdü.

9-Sport Club Feyenoord (Feyenoord)
Feyenoord taraftarı 2011 yılında kulüp binasına baskın düzenlemişti
Feyenoord'un en iyi organize olan taraftar grubudur.Avrup'nın en etkili gruplarından biridir.Kanlı bıçaklı oldukları taraftar grubu Ajax kulübünün taraftarlarıdır.23 Mart 1997'de Feyenoord ve Ajax taraftarları arasında Beverwijk Savaşı adı verilen bir çatışma çıktı.En kanlı taraftar çatışması olarak bilinen bu savaşta çok fazla sayıda yaralanan oldu.26 Nisan 1999 yılında ise NAC Breda ile oynanan kup maçı sonrası isyan çıkartıp ayaklanan 80 Feyenoord taraftarı tutuklandı.

10-Leeds United Service Crew (Leeds United)
L.U.S.C, 70'li,80'li yıllarda İngiltere'de çok popüler bir gruptu.Dünyanın en buyuk anket ve araştırma şirketlerinden biri olan ''Sencese Bertesco'' şirketi 2009 yılında bir araştırma yaptı. Avrupa'daki bütün ülkelerin takımlarının taraftarları üzerinde yaptığı araştırmada Avrupa'nın en holigan taraftarının Leeds United takımında olduğunu belirledi. Gittikleri her deplasmanda olay çıkarırlar.Taşkınlık yaparak rakip takım taraftarlarını kışkırtıcı hareketlerde bulunurlar.En dehşet verici olayları ise 13 L.United taraftarı tekerlekli sandalye kullunan 8 Ipswich Town taraftarını yaraladı.

11-Gladiators (Spartak Moskova)
Rusya'da futbol korkutucu bir güce sahiptir.Rusya'nın en holigan taraftar gruplarına sahip olan takımlar Spartak Moskova,Cska Moscow, ve Zenit St Petersburg'dur. Yıllar boyu Rus polisleri stadyumları kontrollerine aldılar.Taraftarları dövdüler.Polislere holiganlardan daha tehlikeli gözüyle bakılıyordu.Rusya'da 80'li yıllarda başlayan futbol şiddeti,2002 Dünya Kupası'nda Rusya'nın Japonya'ya yenildiği maç sonrası çıkan olaylarda iki kişi ölmesiyle daha da arttı.Grubun lideri Vasily 2007 yılında BBC's Rupert Wingfield-Hayes'a verdiği röportajda, "Rus holiganları Avrupa'dakilerden daha güçlüdür.Bizim adamlarımıza karşı özellikle İngilizlerin hiç şansı yok.Onlar sokak dövüşü hakkında hiç bir şey bilmiyor.Karşı karşıya geldiğimizde onlar ezilmiş olacak" diyor.

12-As Roma Ultras (As.Roma) 
Roma'nın en ateşli taraftarları ve endüstriyel futbola karşı duruşlarıyla bilinirler.1999 yılında Lazio ile oynanan bir maçta Diego Simoeone'nin yüzüne yumruk atan Roma futbolcusu Zago'ya yemek yediği bir restoranda ezeli düşmanları olan Lazio taraftarları saldırmıştı. Lazio taraftarlarını dönüşte Roma Ultras pusu kurmuşlar ve aralarında çok büyük kavga çıkmıştır. 
 1985 yılında Heysel'de Liverpool ve Juventus arasında 39 Juventus'lunun ölümüne yol açan olaydan sonra İtalyan-İngiliz düşmanlığı başlamıştır. Daha yakın zamanlarda As Roma Ultras'ın İngiliz taraftarlarla arasında bir dizi olaylar çıkmıştır. 2006 yılında Roma'nın kendi evinde Middlesborough'la oynadığı maçta Roma Ultras Boro taraftarlarına pusu kurarak 3 taraftarı bıçakladılar.2009 yılında Arsenal ile oynanan Şampiyonlar ligi maçında deplasmana gelen Arsenal'lilerin otobüsüne pusu kurdular.

13-ultrAslan (Galatasaray)
İstanbul takımlarından Galatasaray,Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin çok ciddi ve takımlarına çom bağlı olan taraftar grupları vardır.Özellikle Galatasaray taraftarı rakipleri için korkutucu bir atmosfer hazırlar.Stadda ve çevresinde 'Savaş' çağrısı yaparak meşaleler ve torpil kullanırlar.En meşhur pankartları 'Cehenneme Hoşgeldiniz' olmuştur. ultrAslan'ın ırkçılığa karşı bir duruşu vardır.İlk şiddet olayları 2000 yılında Leeds United'la oynanan UEFA maçı öncesi Taksim Meydanı'nda çıkan olaylarda 2 Leeds'li taraftarı bıçaklayarak ölümüne sebep olmalarıdır.Olaylardan sonra Galatasaray kulübü taziye mesajı yayınladı fakat gerginliği yatıştıramadı. ultrAslan, Galatasaray'ın Arsenal ile oynadığı 2000 UEFA final maçından önce Kopenhag'da Arsenal taraftarlarıyla bıçaklı çatışmalar çıktı.

14-Cardiff City Soul Crew (Cardiff City)
Worthington Kupası ilk turunda Millwall deplasmanına giden Cardiff taraftarları sayılarının az olmasına rağmen Millwall'lılara karşı gelmiş çıkan çatışmada otomobiller ve dükkanlar yağmalanmış.Polisle çatıştılar.




















1 Kasım 2012 Perşembe

Elmander arabayı kaptı


Galatasaray'ın İsveçli golcüsü Johan Elmander, İstanbul'da yapılan Auto Show 2012 fuarında Volvo standını ziyaret etti. İsveç firması olan Volvo Elmander'e yeni model bir araba hediye etti.  Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Torben Eckardt, Volvo Car Group Satış Operasyonları Başkan Yardımcısı Alain Visser ve Volvo Car Corporation 2. Bölge Başkan Yardımcısı Wim Maes'in katıldığı organizasyonda Elmander, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.Sakatlığıyla ilgili sorulan bir soruya, "Durumum her geçen gün daha iyiye gidiyor.Kendimi çok iyi hissediyorum" dedi. 
Hediye edilen aracın Türkiye'deki ilk sahibi Elmander oldu.


     

21 Ekim 2012 Pazar

ENGELSİZ ASLANLAR YENİ ZAFERLERE GİDİYOR

Türkiye'nin en başarılı takımı olan Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı 26-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Kıtalararası Kupa'ya (Kitakyushu Cup) katılmak için Japonya'ya gidiyor.

3 kez Dünya,3 kez de Avrupa Şampiyonu olan “Engelsiz Aslanlar”, Kıtalararası Kupa'da  ABD'den Dallas Mavericks,Avustralya'dan Wollongong Roller Hawks, Japonya'dan Miyagi Max ile karşılaşacak. Turnuva için özel açıklama yapan takım koçu Sedat İncesu 3 kez kazandıkları bu kupayı tekrar kazanarak tarihlerine yeni bir kupayı daha eklemek istediğini söyledi. Japonya'da ilk 3 gün bazı sosyal sorumluluk organizasyonlarına katılacak olan Sarı-Kırmızılılar oradaki tekerlekli sandalye ile antreman yapan çocuklarla maçlar oynayacak.

“Engelsiz Aslanlar”, 2003'ten itibaren düzenlenen Kıtalararası Kupa'yı en çok kazanan takım olma unvanını da elinde bulunduruyor.



20 Ekim 2012 Cumartesi

Zamanı durduran maçlar

İki takım arasındaki futbol müsabakasını "derbi" yapan faktörler vardır. Bunların başında da kulüplerin bulundukları şehirlerdeki büyüklüğü, köklü geçmişleri ve zaman içerisinde yaşanan futbol rekabeti gelir. Bu faktörler zaman içerisinde kulüplerin maçlarını derbi seviyesine yükseltir.Bazı derbiler vardır ki o maçların olduğu gün hayat durur,insanlar planlarını,programlarını bu maçlara göre yaparlar.İşte o derbiler;

1) Celtic-Rangers 
 Celtic-Rangers derbisinin dünyanın en büyük derbilerinden biri olmasının nedeni din derbisi olmasıdır. Celtic taraftarı Katolik,Rangers taraftarı ise Protestandır. İki takım  arasında 1888 yılından bu yana oynanan bu derbi,özellikle din savaşının yanı sıra, direnişçilerle ve İngiliz yandaşlarının arasında yapılan derbi olarak da adlandırılabilir. Celtic taraftarı her zaman bağımsız bir İskoçya isterkin Rangerslılar ise İngiltere ile  birleşmek ister.
 
İki takım taraftarları ve futbolcuları arasında çıkan bazı olaylar:

  • 1997 yılında 16 yaşındaki Celtic taraftarı bir çocuk okula Celtic atkısıyla gider ve Rangers'lı biri tarafından öldürülür.
  • Eski Celtic'li Japon oyuncu Nakamura'ya Rangers taraftarları tarafından,duran topları her kullandığında Japon oyuncuya 2.Dünya Savaşı'nda Japonya'nın Amerika'dan yediği darbeleri hatırlatacak hareketler yapıldı.
  • Katolik golcü Johnston,Rangers'a transfer olduğunda evi yakıldı.

2) Roma-Lazio 
              

 Aynı kentin iki takımı arasında oynanan bu derbi,İtalya'nın en fazla tribün kavgası yaşanan derbisidir. Bu rekabetin oluşum nedeni ise politik görüştür. İtalya'nın başkenti Roma kentindeki işçi ve göçmenler Roma'yı,aşırı sağcı ve faşist zenginleri Lazio'yu destekler. Yani bu derbinin adı demokrat-faşist derbisidir.
  Aralarındaki kavganın ve nefretin son doruğa ulaşması 1979 yılında oynanan maçta Roma tribünlerinden atılan işaret fişeği Lazio tribününde bulunan 33 yaşındaki Vincenzo Paparelli'ye isabet etmiş ve Paparelli hayatını kaybetmesinden sonra olmuştur.
 Roma Olimpiyat Stadı'nı kullanan bu iki takım taraftarları her maçta çıkardıkları olaylarla ve yaptıkları koreografilerle maçın önüne geçerler. Roma taraftar grubu 'As Roma Ultras' Curva Sud'da(Güney tribünü),Lazio Taraftar grubu İrriducibilli ise Curva Nord'da (Kuzey tribünü) yerlerini alırlar.

            

3) Millwall-West Ham United
 İkisinin ismi yan yana geldiğinde bile bir çok insanda dehşet ifadesine neden olan İngiltere’nin en eski derbisidir.Milwall 1885 yılında Londra'nın doğusunda Thames nehrinin hemen kenarında Isla of dogs'da kurulmuştur.Kulübün kurucuları bir demir tüccarının Milwall tersanesinde çalışan işçilerdir. Kulübün başkanı İrlanda'lı William Murray'dir.Kulüp ilk ismini kurucuların çalıştıklarını tersaneden alarak Millwall Rovers olmuştur. 1900 yılına kadar kulüp 'tersaneciler' olarak bilinir.Fakat 1900 yılında FA Cup yarı finaline yükselince armalarına Aslan simgesi ekleyerek isimleri 'The Lions' olmuştur.Millwall İngiltere'de kendi taraftarları dışında pek sevilmeyen bir kulüptür.Bu sebeple Millwall taraftarlarının mottosu 'We Fear No Foe(hiç bir düşmandan korkmuyoruz)'dur.

 West Ham ise 1895 yılında Thames Ironworks F.C ismiyle bu tersanenin işçileri tarafından kurulmuş. Kulüp 1900 yılına kadar bu isimle kalmış, şu anki stadları Upton Park’a taşındıktan sonra ise mahallelerinin ismi olan West Ham United ismini almışlar. İşçilik köklerini ölümsüzleştirmek içinde amblemlerine çekiç eklemişler ve bu tarihten sonra da “The hammers”(çekiçler) olarak anılmışlar. 
 İki kulüp taraftarlarının çoğunluğu işçi olduğu için maç saatleri işçilerin iş çıkış saatlerine göre ayarlanıyordu.1920'li  işçilerin ücretlerinin ödenmemesi sonucu bütün tersane işçileri toplanıp grev yapmışlardır.Fakat bir grup patronlarıyla gizlice görüşüp grevi bıraktılar.Bu grup Millwall işçileriydi.'Millwall shipyard' şirketine tepki gösteren West Ham'lı taraftarlar şirket çalışanlarına gruplar halinde saldırılar başladı.West Ham'lılara karşılık veren Millwall taraftarları West Ham'lı bir genci döverek öldürdükten sonra dünyanın en ateşli mahalle kavgası başlamış oldu.Daha sonraları iki takım arasındaki karşılaşmlarda açılan pankartlar nefretin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.West Ham Utd taraftarı grev olayına gönderme yaparak 'Katil işbirlikçiler' yazılı,Millwall taraftarı ise öldürdükleri taraftar sayısına gönderme yapıp sadece '8' yazan pankart açmışlardır.


4) Athletic Bilbao-Real Sociedad 

İspanya'nın Bask bölgesinde bulunan bu iki kulüp arasındaki rekabet diğer derbilerden daha farklıdır.Ezeli rakip,ancak ebedi dost olan iki kardeş takımın mücadelesidir.Bask Bölgesi,İspanya'nın en milliyetçi bölgesidir.Bu yüzden hiç sevilmez bu bölge.Fakat bu iki takım taraftarlarının arasında birliktelik ve dostluk her zaman bu derbiyi güçlü kılmıştır.Taraftarlar maçı hep beraber aynı tribünden izler ve kentte herkes sokaklarda korkmadan kendi takım formalarını giyerek dolaşabilir.Maçlarda galibiyet üstünlüğü Atletic Bilbao'nundur.

5) Omonia-Apoel 
Omania taraftarları

Kıbrıs derbisidir. Güney Kıbrıs'ın adı futbolla pek fazla anılmasa da bu iki takımın rekabeti futbolun da önüne geçmektedir.Bu derbi takımlarının mücadelesi siyasete uzanır.Omania her zanam rum milliyetçilerinin takımı olmuştur ve Türk karşıtı Apoel'e karşı her zaman Türk yanlısıdır.2007 yılında oynanan bir maçta APOEL takımı taraftarlarının Omonia taraftarlarına ''Türkler'' diye seslenerek tezahürat yapmaları üzerine, Omonia taraftarları da, üzerinde, ''Türk mü İstiyorsunuz? Alın'' ve ''İstanbul since 1453'' (1453'ten beri İstanbul) sloganı yer alan pankartlar açarak yanıt verdi.İki ezeli rakibin bu kadar birbirlerinden nefret etmelerine rağmen aynı stadı kullanmaktadırlar.






19 Ekim 2012 Cuma

En güzel şarkılar Osvaldo'dan


 İtalya liginin başkent ekiplerinden As.Roma resmi sayfasında her hafta futbolcuların,teknik ekibin veya kulüp çalışanlarının play list'ini yayınlıyor.İşte futbolcuların müzik listeleri:














Kulüp henüz en çok merak edilen iki efsane oyuncusu Totti ve De Rossi'nin play listlerini yayınlamadı.İlerleyen günlerde onlar da paylaşılacak.