29 Aralık 2012 Cumartesi

İngiltere futbolunda bir dönüm noktası : Hillsborough faciası



1989 yılının Nisan ayı futbolun beşiği olarak bilinen İngiltere’ye büyük bir acıyı beraberinde getirmiştir. Tarihin en büyük tribün olaylarından biri olan ‘Hillsborough Faciası’ tam 96 canın, taraftarın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır.
Acı olayın yaşandığı gün Nottingham Forest ile Liverpool arasında oynanacak olan FA Cup yarı final maçı için binlerce taraftar Hillsborough Stadı’nın yolunu tutmuştu. Önemi büyük olan maça ilgi oldukça yoğundu. Herhangi bir sorunla karşılaşılmaması için pek çok yayın organından anonslar yapılıyor, bileti olmayan taraftarların stada gitmemesi söyleniyordu. Maçın başlamasına çok kısa bir süre kalan Nottingham taraftarları tribünlerdeki yerlerini almış, Liverpool taraftarları ise henüz tamamen içeri girememişti. İşte bu durum dakikalar sonra yaşanacak olan felaketin başlangıcıydı. Arkadan gelen taraftar grubunun ön taraftakileri itmeye başlaması, o taraftarlarında tribünlere girmiş olanlara baskı yapması sonucu, önce bulunan taraftarlar saha ile tribünü ayıran tellere ve demir parmaklıklara sıkışmıştı. Olayları fark eden hakem karşılaşmanın 6. Dakikasında oyunu durdurmuş, şanslı olan taraftarlar tellerden sahaya atlayıp canını kurtarmıştı. Ağırlığı daha fazla taşıyamayan tellerin tamamen yıkılmasıyla ise arada kalıp ezilen tam 94 kişi hayatını kaybetmişti. Bu rakam olaydan 4 gün sonra ölen Lee Nicol ile 95’e ve olaydan sonra tam 4 yıl komada kalıp yaşamını yitiren Tony Bland ile 96’ya çıkmıştı. Tam 96 can o gün ruhlarını Hillsborough’da bırakmıştı. 766 kişinin de yaralandığı bu facianın sebepleri ise kimine göre polisin yeterli önlemi almaması, kimine göre ise sağlık hizmetlerinin geç gelmesiydi.  Ölen ve yaralananların hepsi Liverpool taraftarıydı ve olayın bir başka acı yanı ertesi gün yaşanacaktı. Faciadan bir gün sonra The Sun gazetesinin Liverpool taraftarlarını suçlayan, olayların sorumlusu olarak gösteren haberleri Liverpool taraftarı tarafından yıllar geçse de unutulmayacak bir şekilde hafızalarına kazınacaktı.

Geç gelen özür

Facianın yargı boyutuna bakıldığında ise tam 23 yıl boyunca ölen ve yaralanan taraftarların ailelerinin adalet arayışı sonuca ulaşamadı. İlk incelemeler Yargıç Peter Taylor tarafında yapıldı. Düzenlenen 2 raporun ilkinde olayın yaşanma sebebi, ikisinde ise alınabilecek önlemler yer aldı. Polisin ihmalkarlığının da faciada rolü olduğu bilinse de bu konuda somut bir adım atılmadı. 2012 yılına geldiğimizde ise 23 yıldır beklenen o ‘özür’ sonunda dilendi. Başkan David Cameron: ‘’O gün olanlar yanlıştı. Hükümetim ve ülkem adına adaletsizliğin uzun süre düzeltilememesinden dolayı içten özür diliyorum. Rapor net, Liverpool taraftarları bu felaketin sorumlusu değil. ‘’ diyerek geç de olsa resmi bir özür diledi. Olayların ardından en çok adı geçen gazete The Sun da bir özür yazısı yayınladı.
Hillsborough faciası İngiltere futbolu için aslında bir dönüm noktası oldu. Bu olayın ardından ilk olarak demir parmaklık ve teller kaldırıldı. Yeniden düzenlenen statlara gelen taraftarlara ‘oturarak maç izleme’ tribün anlayışı yerleştirildi. Bu olayın ardından Liverpool’a 6, diğer İngiliz takımlarına getirilen 5 yıllık Avrupa’ya gidememe yasağı da kuşkusuz değişimde etkili oldu.

Liverpool için Hillsborough

Hillsborough faciasının İngiliz futbolu için büyük bir acı olduğu çok açıktır. Ancak bu facianın Liverpool için taşıdığı anlam ve acı çok daha fazladır. En büyük acılardan birini de şuanda hala Liverpool’un kaptanlığını yapmakta olan ve Liverpool için artık efsane olarak anılabilecek Steven Gerrard yaşamıştır. Olayın yaşandığı tarihte henüz 9 yaşında olan Gerrard bu faciada kuzeni Jon Paul Gilhooley’i kaybetmişti. Yaşadığı bu olayın kariyerin zirvesine çıkmasında çok büyük etkisi olduğunu söyleyen Gerrard o gün yaşanılan olayları izlerken dua dip olayların daha kötüye gitmemesini dilediğini belirtti. Ancak olaydan bir gün sonra acı haberi alan Gerrard o günün üzerinden yıllar geçmesine rağmen üzüntülerinin hala ettiğini söyledi.
Facianın Liverpool açısından ne denli önemsendiği her yıl yapılan anma törenleri ile Anfield Road’ın Shankly kapısında bulunan ve ölen taraftarların isimlerinin yazılı olduğu bir anıt bulunmasıyla da somutlaştırılabilir.


24 Aralık 2012 Pazartesi

Beşiktaş büyük balık kaçırdı

Sezon başlamadan önce İngiltere'de pek tanınmayan bir isimdi Michu. Şimdi ise takımı Swansea'nin en çok konuşulan ve rakip orta sahaları en fazla zorlayan isim haline geldi.  Manchester United karşısında etkili oyunu ve golüyle takımını mağlubiyetten kurtaran bu adam Premier Ligi'n en çok gol atan oyuncusu (13 gol). Mario Balotelli,Fernando Torres ve Andy Carroll gibi isimlerin toplam maliyeti 110 milyon euro ve bu 3 isimin attığı toplam gol sayısı 8. Michu ise 2 milyon euro değeriyle 13 gol ile gol krallığının tek sahibi. 


Yanlış FEDA Hamlesi


Swansea'den önce Michu'ya Beşiktaş talip olmuştu. İspanyol oyuncuyu çok beğenen Beşiktaş'ın eski Futbol Komitesi Üyesi İbrahim Altınsay, futbolcuyu yönetime ve Samet Aybaba'ya sundu. Aybaba'dan onay geldi fakat maliyeti düşük futbolcu arayan Beşiktaş yönetimi Michu'nun bonservis bedelini fazla olduğunu iddia ederek transferi onaylamadı. Beşiktaş'ın geri çekilmesiyle Michu'yu İngiliz ekibi Swansea kaptı. 


İKİNCİ TERCİHTİ YILDIZ OLDU

Attığı gollerle Premier Ligin gol kralı olan oyuncu gösterdiği performansla Avrupa devlerini peşine düşürecek gibi duruyor. 2011-2012 sezonunun transfer döneminde golcüsü Sigurdsson'u Tottenham Hotspur'a kaptırınca hucüm hattı boş kalan Swansea ikinci tercihi olan Michu'yu aldı. Bu transferle Swansea belki de tarihinin en verimli transferine imza attı. Pazar günü oynanan M.United maçından önce Alex Ferguson Michu için "İngiltere'ye gelmeden önce adını hiç duymamıştım. Fakat mükemmel bir oyuncuymuş" dedi. 


18 Aralık 2012 Salı

UEFA'nın Favorisi Burak

Futbol'un Patronu UEFA, resmi sitesinde grup aşamalarının en iyilerini yayınladı. En iyi futbolcu olarak Galatasaray'ın golcü oyuncusu Burak Yılmaz seçildi.


UEFA, resmi sitesinde Şampiyonlar Ligi grup aşamasının en iyilerini açıkladı. Messi, C.Ronaldo gibi yıldız isimleri geride bırakan Burak Yılmaz en iyi oyuncu seçildi. Galatasaray'ın gruplarda attığı 7 golün 6'sını atarak C.ronaldo ile birlikte grupların en golcü oyuncusu oldu. UEFA sitede yazdığı haberlerde golcü oyuncu için şu ifadelere yer verdi : " Burak Yılmaz H grubunda takımının attığı 7 golün 6'sına imza attı. 27 yaşındaki forvet Braga maçında Aydın Yılmaz'a yaptığı asistle üretken bir golcü profiline sahip. 2001/2002 sezonundan bu yana bir türk takımının son 16'ya kalmasında çok büyük katkısı olmuştur" 

İŞTE EN AVRUPA'NIN EN İYİLERİ:

En iyi Takım: B.Dortmund
En güzel gol: Mexes (Anderlecht'e karşı)
En iyi oyuncu:Burak Yılmaz
En iyi maç: R. Madrid- M.City
Hayal Kırıklığı: Chelsea
Sürpriz Galibiyetler: M.Untd 0-1 Cluj, Bate 3-1 B. Münih,  Celtic 2-1 Barcelona 

17 Aralık 2012 Pazartesi

Casillas

"İyi kaleci miyim bilmiyorum ama bir zaman sonra iyi adamdır diye anılmak isterim" 

15 Aralık 2012 Cumartesi

Pistorius attan daha hızlı

 Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius, Katar'ın başkenti Doha'da bir at ile yarıştı. İyi bir çıkış yapan Pistorius, atın bir saniye önünde yarışı tamamladı. Yapılan bu yarışın amacı engelli insanlara karşı olan farkındalığı arttırmaktı. Yarış hakkında konuşan Pistorius, "Bugün kimin kazandığı önemli değil, önemli olan buraya gelmek ve insanlara engellilere karşı olan basmakalıp düşüncelerinin yanlış olduğunu göstermekti. Burada bu bölgenin bir güç sembolü olan Arap atına karşı yarışmak, böyle bir organizasyonda yer almak eğlenceliydi” dedi.

 Paralimpik Oyunlar’da iki altın madalya kazanan 26 yaşındaki sprinterden önce Galli Jamie Baulch ve ABD’li Jesse Owens bir ata karşı mücadele eden diğer isimlerdi. Güney Afrikalı rugby’ci Bryan Habana da bir çita ile yarışmış ve yenilmişti.

Kaynak:Eurosport.com

10 Aralık 2012 Pazartesi

Legend LEO MESSI


Barcelona'nın Arjantinli rekortmeni Leo Messi deplasmanda Betis'e attığı iki golle yeni bir rekora daha imza attı. Arjantinli yıldız 2012'deki gol sayısını 86'ya çıkarıp 1972'de Gerd Müller'in rekorunu kırdı.








İşte Leo'nun Rekorları:

-La Liga'da gol atan en genç futbolcu,

-Turnuvalarda en çok gol atan futbolcu (2010-2011 sezonu 53 gol),

-Şampiyonlar Ligi'nde 12 gol atarak Gerd Müller ve Jean Pierre Papin'in ardından üst üste 3. kez gol kralı olan 3. futbolcu.

-Bayern Leverkusen'e karşı 5 gol atarak Şampiyonlar Ligi tarihinde bir maçta en fazla gol atan futbolcu(2012)

-Şampiyonlar Ligi'nde (Şampiyon Kulüpler Kupası dahil) Jose Altafini'nin 14 gollük rekorunu egale eden futbolcu

-Şampiyonlar Ligi'nde 12 gol atarak Ruud Van Nistelrooy'un rekorunu kıran futbolcu (2002-2003 sezonu)

- -Şampiyonlar Ligi'nde üst üste 4 kez gol kralı olmayı başaran tek futbolcu

-  2011-2012 tüm turnuvalarda gol rekoru 73 gol

- La Liga'da bir sezonda attığı 50 gol ile rekor kıran futbolcu (2011-12)












8 Aralık 2012 Cumartesi

Umut-Van Basten

Galatasaray'ın Sivasspor'u 3-1 mağlup ettiği karşılaşmada 2 gol atan Umut Bulut ilk golünü 47.saniyede attı. Umut'un erken gelen bu muhteşem golü Hollanda'nın efsane futbolcusu Marco van Basten'in 1988'de SSCB'e attığı golü anımsattı.


Marco van Basten'in golü:




Umut'un golü:

4 Aralık 2012 Salı

Marilyn ve gooooll

Marilyn Monroe 1957 yılında Amerika'da bir maçta sahaya inmiş, başlama vuruşu yapmıştı.. Halen dünyanın en güzel kadını olarak kabul edilen Monroe sahaya inanılmaz yakışmış durumda...






1957'deki bu olayın videosu için tıklayın :)
 



1 Aralık 2012 Cumartesi

74'lük Golcü

İngiltere Veteranlar Ligi'nde Meridian FC Vets takımında oynayan 74 yaşındaki Derek May, Messi ve Ronaldo'nun bile sahip olamadığı bir rekora sahip.



 Meridian FC takımının 7-1'lik galip geldiği Borough United maçında attığı penaltı golüyle 1300. golünü attı. Çoğu maçı boş geçmeyen başarılı forvet futbolu ölene kadar oynayacak gibi görünüyor. Derek May 3 çocuk ve 5 torun sahibi. Favori takımı Tottenham. Fakat Cumartesi günleri kendi takımıyla maça çıktığı için çok fazla takip edemediğini söylüyor. Mr.May 32 sene Raglan Rangers takımında oynadı. 60 yaşında şimdiki takımı Meridian FC Vets'e transfer oldu.

22 yaşındayken bir trafik kazası sonucu bir kaç yerinde kırık olmasına rağmen futbolu bırakmayan May "Futbol olmadan yaşayamam" diyor.