Željko Ražnatović nam-ı diğer Arkan, Kızıl Yıldız takımının 'Delije'' grubunun önderliğini yapan kişi. Delije grubunun üyeleri Arkan gibi Sırp milliyetçilerinden oluşturulmuş bir grup. Arkan efsanesi ilk olarak 13 Mayıs 1990'da doğmuştur. Kızıl Yıldız-Dinamo Zagreb maçında, Delije grubu reklam tabelalarını sökerek kavgayı başlattı. Dinamo taraftarları da buna taş atarak karşılık verdiler. Daha sonra iki grubun arasında bulunan tel örgüler söküldü ve büyük bir kavga stadyumu içine çekmişti. Bir polis, Zagreb taraftarını döverken;Dinamolu oyuncu Zvonimir Boban memurun karnına tekme atarak olaya karışmıştı. Sırp oyuncuları bu kavgadan kurtarmak için helikopterler sahaya indi. Kızıl Yıldız teknik direktörünü bu çatışmadan korumak için muhafızlık yapan adam Željko Ražnatović'in ta kendisiydi. Hayatı boyunca haydutluk yaparak efsane boyutunu ulaşmıştı.
Arkan,Tito'nun durgun Yugoslavya'sında ortaya çıktı.Komunist itaatçiliğe sırtını döndü.Babası Tito'nun hava kuvvetlerinde bir subaydı ve oğlunu askeri tüzük kitabına göre yetiştirmek istedi.Fakat bu kadar disiplin Arkan'a ağır gelince 16 yaşındayken İtalya'ya kaçtı.Daha sonra Paris'e. Ve orada ufak tefek işler çeviren bir suçlu olarak yaşadı.Arkan efsanesinin doğması,işlediği suçların ardından ortaya çıkan artçı suçlarla ilgilidir. Paçayı sıyırma konusunda büyük bir beceriye sahiptir. 1974'te Belçika'da silah soygunundan içeri atıldı.Hapishaneden kaçıp Hollanda'ya gitti.Orda da polisin elinden kaçmayı başardı.Daha sonra Almanya'da benzer suçlardan dolayı hapse atıldı ve oradan da kaçtı.İsveç'te ise mahkemesi olan suçlu bir arkadaşını mahkemeyi basarak kaçırdı.Böylece tüm Avrupa'da aranan bir adam haline geldi. Daha sonra babasıyla barıştı.

Arkan,80'lerin sonunda komunizmden ,patlayan Sırp ekonomisini yöneten çetecilerin ve kaçakçıların düzenine geçişin ilk örneklerinden birisiydi.1986'da Sırp Komunist Partisi'nin başına geçen Milosevic'i kendi çıkarları için destekleyerek riskli bir görevi başardı. Sırp milliyetçileri için ordu onlar için bir düşmandı.Bu yüzden milliyetçiliğin kalesi olan Kızıl Yıldız'a polis teşkilatı arka çıkmıştı.Ordu'yu Sırp kimliğine karşı bir tehlike olarak görüyorlardı.Maçlarda 'Yugoslavya değil,Sırbistan!' diye bağırıyorlardı.Kontrolden çıkmaya başlayan Kızıl Yıldız taraftarlarını sakinleştirmek için sıkı bir Kızıl Yıldız taraftarı olan Arkan'a görev verildi.Arkan en tepesinden kendisinin olacağı bir örgütlenme altında toplanmayı öngören bir ateşkes önerdi ve gruba Delije ismini verdi.Zamanla Arkan kulübün ve taraftarların kahramanı haline geldi. Bu sıralarda siyasi dalgalar kabarmaya başlıyor ve Hırvatistan ile Slovenya kendi bağımsızlıklarını ilan etme yönünde ilerlediler, bunlar Sırbistan'ın savaşa karşılık vereceklerinin beyanatlarıydı.Güvenilir bir orduya sahip olmayan Sırplar milis kuvvetler toplamaya başladılar. Arkan'ın Delije'si ise muhteşem bir askere alma makinesi olduğunu kanıtlamıştır.Nihayetinde Delije'nin acımasız şiddetini herkes marşları ve Dinamo Zagreb maçında Hırvatlarla savaşmaktan zevk aldıklarını kanıtladılar.Marşlarının sözleri şöyleydi:
''Elimizde balta nacak/dişlerimizin arasında bir bıçak/bu gece çok kan akacak''. Arkan ordusunu Kaplanlar diye anıyordu.
1991-1992'deki saldırılarda Arkan ve ordusu kötü şöhretlerini hak etmeye başlamışlardır. Arkan'ın istismar dolu zaferlerinin fotoğrafları Batı'nın tepkisine yol açmıştı.Fotoğraflarda Arkan,Müslüman bir sivilin cesedi başında durdukları halde Bosna-Sırp Cumhuriyeti başkanını öpüyordu.Diğerleri ise ölmüş bedenleri tekmelerken ve kurbanların kafatasları üzerinde tepinirken görüntülenmişlerdi.
Kaplanlar diye anılan bu Kızıl Yıldız taraftarlarının en kanlı saldırılarından birisi,Boşnak kasabası olan Sasina'da erkekleri alıkoyup,ailelerini tahliye ediyorlardı ve evlerini yağmalamak için devriye gönderiyorlardı. Çapulculuk,Kaplanların amacı haline gelmişti.Kaplanlar 3 gün içinde 30 kadın ver erkeği bir tepede 2 kişi hariç hepsini öldürerek toplu bir mezara attılar. Arkan'ın Kaplanları boğaz kesme,boğma ve diğer yöntemlerle en az 2 bin kadın ver erkeği katletmişlerdir.
Bu yapılanlara rağmen başta Arkan olmak üzere Kaplanlara bütün Sırp halkı kahraman gözüyle bakıyordu.Arkan düzenli olarak TV şovlarına çıkıyordu. Medyatik bir yüz haline gelen Arkan,pop yıldızı Ceca'yla evlendi.

Bu ün Arkan'ı zenginleştirmiştir. Kendisine uluslararası bir itibar ve hayran getirmek için Kızıl Yıldız'ı satın almak istedi. Teklifi reddedilince yıllarca alt liglerinde olan Obilic takımını satın aldı. Obilic takımı adını 1389'da Sırpların yenilgisiyle sonuçlanan Kosova Meydan Muharebesi'nde savaşmış bir şövalyenin adından aldı. Arkan da ikinci Obilic olarak görülüyordu. Arkan'ın kaplanları kulübün simgesi haline geldi ve stadın her yeri kaplan figürleriyle süslendi.Arkan takıma getirdiği disiplinle takım yükselmeye başladı. Takım bir üst lige çıktı.Ulusal şampiyonluğu kazandı.Br rivayete göre Arkan'ın bir rakip takım golcüsüne ''Eğer gol atarsan diz kapaklarından vururum'' diye tehdit ettiği iddia edildi. Bir oyuncu ise bir dergiye verdiği röportajda Obilic'e karşı mücadele ederken kendisinin bir graja kapatıldığını ve maç boyunca burada kilit altında tutulduğunu söyledi.Obilic taraftarlarının çoğu Arkan'ın milislerinden oluşuyordu.Bu taraftarlar maçlarda ''Eğer gol atarsanız burdan sağ çıkamazsınız'' gibi tezahüratlar yapıyorlardı.Arkan rakip takımın soyunma odasına dalıp onları taciz ediyordu. Bir maçta Kızıl Yıldız oyuncuları devre arasında içerde Arkan'la karşılaşmamak için 15 dakikalık süreyi sahada geçirdiler. Arkan'ın bu karanlık profili sebebiyle UEFA Obilic'i Avrupa kupalarından men etti.Bu olayın ardından Arkan istifa ederek başkanlık koltuğunu eşi Ceca'ya devretti.
Obilic Avrupa kupalarında asla başarılı olamadı.Arkan,Bayern Münih'in ve diğer Avrupa kulüplerinin oyuncularını garaja kilitmeye cesaret edememişti. Kısa süre içinde Obilic düşüşe geçmeye başladı. Arkan,Aralık 2000'de sabah kahvesini içmekten ve spor salonunu kullanmaktan hoşlandığı İntercontinental Hotel'in lobisinde vurularak öldürüldü.Obilic hala onun adına dikilmiş en büyük anıt olarak varlığını sürdürüyor.
Kaynak: ''Futbol Dünyayı Nasıl Açıklar?'' Franklin Foer