5 Eylül 2014 Cuma

Tribünde kadın olmak zor, İran'da daha da zor!


Tahran'ın en büyük stadyumu 120 bin kişilik Azadi'dir. Stadyumun adı, direkt olarak propaganda darağacından gelir. Her ne kadar anlamı 'Özgürlük' olsa da Azadi bunun tam zıddını temsil eder. 1979'taki İslam Devrimi'nden bu yana kadınların Azadi'de maç seyretmeleri yasaktır. Bu yasak, mekana hatta İran'a özgü bir yasak da değildir. İslam dünyasının genelinde, herhangi bir muhalefetle karşılanmaksızın uygulanan bir kuraldır bu. Ancak İran'a dair kökten gerçek, onun Suudi Arabistan olmadığıdır. Şahların hükümranlığındaki son birkaç on yılda, kadınları kara burkaların altına kilitlemeyen bir ülkeydi. Kadınların yüksek rütbede devlet yetkilisi, yazar, avukat ve güzel bir sporun taraftarı olabiliyorlardı.

 Azadi'nin turnikelerine akan o kadar çok insanla, İslami kanunların inceliklerine dair mutabakattan emin olmak imkansız hale geliyor Taraftarların ağzından, açıkça ayıp olarak kabul edilebilecek en pis küfürler çıkacak. Kuran'ın makul herhangi bir yorumunun izin vermeyeceği şekilde yumruk savuracaklar. Bazı adamlar sinekkaydı tıraş olmuşlar ve şüpheli görünen şalvarlar giymişler. Biraz daha yakından bakınca bunların gerçekte erkek olmadığı anlaşılabiliyor. Azadi'den feragat edemeyen Tahranlı kadınlar, cezayı göze alıp maça gelmişler. Göğüslerini iyice örtmüş, uzun saçlarını toplamış, erkek kıyafetleri giymiş ve stadyuma sızmışlar.

 Bu topluluk, mazlum, futbola aç kadınlardan oluşuyor.
 Söylendiğine göre önemli memurların kızları, ülkenin yönetiminde sesi çıkabilen kadınlar gruba dahiller. Ülkenin ruhani ve siyasi lideri olan Ayetullah Ruhullah Humeyni, 1987'de bir fetva yayınlayarak kadın taraftarlara getirilen yasağı ıslah etti. Uzun, beyaz sakalının arasından, kadınların maçları İslami dönemde ilk kez gerçekleştirilen televizyon yayınları aracılığıyla izleyebileceklerini, ama testeron yüklü stadyumlara gitmelerinin yasak olduğunu buyurdu. Humeyni'nin verdiği ödün bir süre herkesi tatmin etti.

 Ne var ki mollaların arada gösterdikleri makul tavırlar, İranlı kadınların derin isteklerini teskin edemedi. Onlar da, bütün hakiki taraftarlar gibi, televizyonun kanlı canlı bir deneyimin kötü bir ikamesi olduğunu anladılar. Kadınların statlarda yer almaya yönelik taleplerinin kaçınılmaz olduğunun anlaşılması vakit aldı. Bugün bile böyle cesur bir talebin dile getirilmesi büyük bir cesaret ve bahaneyi gerektiriyor. Milli takımın cengaverleri, Kasın 1997'de İran'ın kadınlarına her ikisini birden verdiler.

 İran'ın Dünya Kupası eleme turlarını geçmesi, Melbourne'de Avustralya ile oynanacak tek bir maça kalmıştı. İranlılar maçın büyük bir bölümünde, elemenin geçilmesi halinde Tahran'daki kutlamaların kontrolden çıkabileceğinden endişelenen hükümetin buyruğu uyarınca, kasıtlı olarak top çevirip duruyorlardı. Fakat maçın son on beş dakikasında, en ümitsiz anlarında, İranlılar üzerlerindeki ölü toprağını atıp, iki nefis gol çaktılar. İran, Humeyni'nin Boeing 747'si sürgündeki bu Ayetullah'ı 18 yıl önce ülkeye getirdiğinden beri, ilk kez Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanmıştı.

 Rejim kendini koruma paranoyası taşıdığından, kutlamalar için ivedilikle hazırlanmaya başladı. Yetkililer, zafer sarhoşu insanların akılcılığı bırakacaklarını ve türlü olaylar çıkaracaklarını biliyorlardı. Halihazırda futbol sahnesi yeni ve daha liberal bir İran'a duyulan özlemi yansıtmaya başlamıştı. Bu, birkaç ay önce reformcu Muhammed Hatemi'yi başkanlık koltuğuna oturtan ruhtu. İslami cumhuriyet tarihinde milli takımın başına ilk kez yabancı bir teknik direktör, Brezilyalı Valdeir Vieira geçmişti. Kenar çizgisini adımlarken, şahların modern İran'ın amblemi olarak benimsedikleri, ruhban sınıfın ise Avrupa özentisi olarak reddettikleri kravatını takıyordu. Vieira'nın bazı oyuncuları, İran'ın küresel ekonomisiyle etkileşiminin umut verici örnekleri olarak, Avrupa ve Asya liglerinde kariyer yapmışlardı.

 Gerçekten de, hükümetin tedirgin olmaya hakkı vardı. Zaferden sonra Tahran caddeleri eğlenen insanlarla doldu. Bu coşku onları resmi ahlaki bir kenara bırakmaya sürükledi. Normalde eve -özel alana- hapsedilmiş olan dans etme, içki içme ve Batı'nın pop müziğini dinleme gibi eylemler kamusal alana taştı. Eğlenenler sadece erkeklerden oluşsaydı, bambaşka bir durum olarak görülebilirdi. Fakat hali vakti yerinde muhitlerde, özellikle gençler arasında, kutlama yapanlar farklı cinsiyetlerdendiler. Bazı kadınlar uymaları gereken emirden çıkıp başları açık parti yaptılar.

 Ardından bombayı çok nazik biçimde etkisiz hale getirme işi başladı. Hükümet, takımdan, Avustralya dönüşü -Tahran'daki alev küllenene kadar- Dubai'de bir süreliğine vakit geçirmesini istedi. Radyo yayıncıları laik kutlamalara karşı vatandaşları Allah'a tövbe etmeleri konusunda uyardı. Öteki mesajlar doğrudan kadınlara sesleniyor, 'Değerli bacılarımız' diye başşayıp onlara eve dönüş kutlamaları sırasında evde oturmaları söyleniyordu.
Polis barikatını yıkarak Azadi Stadyumu'na giren futbolsever kadınlar
 Milli takım 3 gün sonra nihayet ülkeye döndüğünde, hükümet Azadi'de bir kutlama düzenledi. Sanki etkinliği Silvio Berlusconi planlamış gibi, kahraman futbolcular sahaya helikopterle indiler. Fakat asıl temaşa stayumda değildi. Binlerce kadın, devletin uyarılarını yabana atmış, -3 derecelik soğuğa rağmen Azadi'nin diğer kapılarında toplanmıştı. Antropolog Christian Bromberger'in bildirdiğine göre, polis onları stadyuma almayı reddedince "Biz bu milletin parçası değil miyiz? Biz de kutlamak istiyoruz. Biz böcek değiliz!" diye bağırmaya başladılar. Bu güruhtan çekinen polis, 3 bin kadını stadyumun geri kalanından ayrılmış, özel bir bölüme almak zorunda kaldı. Peki ya turnikelerde kalıp stada giremeyen 2 bin kadın? Değerli bacılarının stada girebilmeleri onları yatıştırmadı. Onlar da kutlamalardan paylarına düşeni almak istediler ve polis barikatını yarıp, zorla stadyuma girdiler. O güne özel ham duyguları tehlikeli bir yöne sürükleyebilecek bir çıngırdan çekinen polisin, kadınların girişini izlemek ve yenilgiyi kabul etmek dışında bir seçeneği yoktu.

Kaynak: Futbol dünyayı nasıl açıklar (Franklin Foer)

6 Temmuz 2014 Pazar

İstenmeyen kupa Brezilya'yı lanetledi

Halkın büyük çoğunluğunun protesto ettiği istenmeyen Dünya Kupası, samba ülkesine lanet getirdi. İşte o olaylar:

1. Kolombiya maçının 87. dakikasında aldığı sert darbe yüzünden omurgasında kırık olduğu açıklanan Neymar, Dünya Kupası'nı kapattı. Ülkede yarı finale çıkmanın sevinci unutuldu, Neymar için yas var

2. Fifa zehirledi

Dünya Kupası grup mücadelelerinde İsviçre ile Ekvador arasında oynanan maç öncesi 40 işçi gıda zehirlenmesi yaşadı. Mücadelenin oynanacağı Mane Garrincha Stadyumu'nda çalışan gönüllü işçiler, FİFA'nın kendilerine verdiği yemeklerden zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. FİFA'nın anlaşmalı olduğu catering şirketi olan Sapore'nin işçilere bozuk yiyecekler gönderdiği ortaya çıktı.

 Yenilen et şüpheli

Stadyumda gönüllü olarak çalışan işçiler, öğlen yemeği menüsünde fasulye, soslu kırmızı et ve erişte yedi. Yemeklerini yedikten kısa bir süre sonra fenalaşan işçilerde karın ağrısı ve kusma başladı. Hastaneye kaldırılan işçilerin yediği etin bozuk olmasından şüpheleniliyor. Olaya müdahale eden Brezilya Gıda-Sağlık Gözetim Merkezi, catering şirketine kilit vurmayı düşünüyor.

3. Salgın Brezilya'yı vurdu
Dünya alarma geçti
2014 Dünya Kupası'nın düzenlendiği Brezilya'da büyük tehlike yaşanıyor. Yılbaşında başlayan humma salgını gün geçtikçe artıyor. Salgından etkilenen kişi sayısının geçtiğimiz günlerde 13 bin 679 olduğu ve 10 kişinin de hayatını kaybettiği açıklandı. Bölgede yaşayan insanların yüzde 69.8'i salgını kapmış durumda. Bu rakamın ardından Brezilya Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü harekete geçti. Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre hastalığın ülkenin güney bölgesindeki yağışlı havanın getirdiği sineklerden kaynaklandığı söylendi.

Portekiz ve Almanya'da kaptı  
Portekiz ve Almanya Milli Takımları'nın Dünya Kupası öncesi kamp yaptıkları bölgede çıkan salgından, yıldız oyuncuların da etkilendiği biliniyor. Portekizli Cristiano Ronaldo'nun bu hastalık yüzünden maçlarda etkili olamadığı iddia edildi. Portekiz'in yanı sıra Almanya Milli Takımı'nda 7 futbolcunun grip olmasına bu salgının neden olduğu düşünülüyor. 2012 yılında Brezilyalı eski futbol efsanesi Ronaldo bu hastalığı geçirmişti.



4 Temmuz 2014 Cuma

Dünya Kupası'nda bugün

​2014 Dünya Kupası bugün oynanacak çeyrek final maçlarıyla kaldığı yerden devam edecek

Fransa-Almanya
Brezilya-Kolombiya




12 Haziran'da başlayan 2014 Brezilya Dünya Kupası'nda artık nefesler tutuldu. 12 Temmuz'da son bulacak olan turnuva, iki günlük aranın ardından bugün oynanacak maçlarla devam edecek. Turnuvanın favori ekipleri Fransa ile Almanya bu akşam 19.00'da kozlarını paylaşacak. Otoriteler bu maçtan galip ayrılan tarafın finale yürüyeceğinden emin... Maracana Stadı'nda oynanacak mücadeleyi TRT Spor ekranlara getirecek. Türk futbolseverlerin gözü ise Mesut Özil'de...

'ÖNÜMÜZDE KİMSE DURAMAZ'

Türk kökenli Alman futbolcu “Daha önce söylediğim gibi efsane olmak istiyorum. Fransa'yı mağlup edip, adımızı yarı finale yazdıracağız. İyi bir ekibiz, bugüne kadar ortaya koyduğumuz performansı sürdürürsek kimse önümüzde duramaz. Fransa zor bir ekip ancak bir şampiyonluk için sahaya çıkacağız” dedi.

SAMBACILARIN UMUDU NEYMAR

Günün bir diğer maçında Brezilya, 23.00'de Kolombiya ile karşı karşıya gelecek. Sergilediği performansla futbolseverleri mutlu etmeyen Brezilya'nın çeyrek finalde işinin çok zor olduğu ileri sürülüyor. Sambacıların en büyük umudu ise Neymar... Organizasyonun sürpriz takımlarından biri olan Kolombiya'nın performansı ise merak konusu. Nefeslerin tutulacağı karşılaşmayı, TRT Spor naklen yayınlayacak.

2 Temmuz 2014 Çarşamba

Futbolcular whatsapp emojisi olursa :)




Brezilya'nın ruh sağlığı bozuldu

Maçlardan önce ve oyun sırasında sık sık gözyaşı döken ev sahibi Brezilyalı futbolcuların ruh sağlığıyla ilgili tartışma başladı. Uzmanlar ev sahibi takımın büyük bir baskı altında kaldığı için "Duygusal kırılma ve anormallik yaşıyorlar" teşhisi koydular


Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Brezilya Milli Takımı'ndaki bazı futbolcuların maçlar öncesi, sonrası ve penaltı kullanırken ağlaması ülkedeki psikologları endişelendiriyor. Brezilya gazeteleri, özellikle Şili maçındaki penaltı atışları sırasında kaptan Silva'nın yürekleri dağlayan halinden sonra konuyu masaya yatırdı. Globo'nun, görüşlerine başvurduğu Brezilya Spor Psikolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Joao Ricardo Cozac'a göre Silva'nın Şili maçındaki tavrı "Olağanüstü duygusal kırılma" göstergesi ve normal değil.

"LİDERLER AĞLAMAZ"

Cozac "Thiago Silva'nın top üstünde oturmuş, kendini diğer oyunculardan izole etmiş görüntüsü liderlik vasıflarına uymayan kötü bir tercihtir. Ona en fazla ihtiyaç duydukları bir anda ağlayarak uzaklaştı. Bu kesinlikle olumlu ve üretken bir davranış şekli değildir, olağanüstü bir duygusal kırılmanın dışavurumudur" sözleriyle Silva'nın ruh halini analiz etti.

"TAMAM BİR KERE AĞLARSIN"

1970'de Dünya Kupası şampiyonluğu yaşayan Brezilyalı Jairzinho da "Tamam bir kere ağlarsın, ama her saat başı, her an ağlamazsın. Bu duygusal bir dengesizliktir. Kupaya ev sahipliği yapmak büyük sorumluluk gerektirir" sözleriyle Thiago Silva, Neymar, Julio Cesar, David Luiz, ve Wilian'a ağır bir eleştiri yöneltti. Flamengo'nun eski psikoloğu Paulo Ribeiro ise, ev sahibi ekip olmanın zorluklarından söz ederek takımın duygusal seyrinin bir an önce kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.


1 Temmuz 2014 Salı

Sessiz protesto


Dünya Kupası bir yanda tüm heyecanıyla devam ederken bir yanda kupa karşıtı eylemleri devam ediyor. Ama bu seferki eylem, öncekiler gibi çevreye zarar veren cinsten değil. Bu eylemin adı 'Sessiz Protesto'



Geçtiğimiz gün Brezilya'da daha önce yapılan eylemlerden farklı bir protesto yapıldı. 'Sessiz Protesto' diye adlandırılan bu eylemde FİFA karşıtları, isyanlarını sessizce haykırdı. Caddeleri trafiğe kapatan eylemcilerin ellerindeki pankartlarda, polis şiddetinden hayatını kaybeden arkadaşlarının isimleri yazılıydı.

 "HEY TURİST İZLEME BİZE KATIL"

Ağızlarını bez parçalarıyla bağlayan grup, ellerindeki pankartlarla dikkat çekmeyi başardı. Dünya Kupası'nı izlemek için dünyanın dört bir yanından gelen turistlere seslenen Brezilya'lılar "Sevgili turist. İzlemek yerine bize katıl" pankartları açtı. Diğer pankartlarda ise "Stadlarda kan var", "Biz futbola değil eşitsizliğe karşıyız" mesajları vardı.

 FACEBOOK'DAN ORGANİZE OLDULAR

Daha önce Arap Baharı, Wall Street eylemleri ve Gezi Parkı hareketinde de olduğu gibi Brezilya'lılar facebook ve twitter gibi sosyal medya mecralarında organize olarak birleştiler. Protestocular, bu eylemlerinde eğitim, sağlık ve istihdam eksikliğinden daha çok polis şiddetine karşı olduklarını vurguladı. Küçük bir göstericinin elindeki pankarttaki "Daha çok eğitim, daha az polis" yazısı dikkat çekti.

28 Haziran 2014 Cumartesi

Doğuma günler kala piste çıktı

8 buçuk aylık hamile olan ABD'li sporcu Alysia Montano, doğum yapmasına günler kala yarışa katıldı. Alysia Montano, doğumuna yedi hafta kala çıktığı yarışı 2:32:13 ile tamamladı. Doktorlarının tavsiyesi üzerine yarışa katıldığını açıklayan Montano, sonuncu olmasına rağmen tribünlerin alkışlarıyla pistten ayrıldı.



23 Haziran 2014 Pazartesi

Sevmeyelim de taşa mı dönelim?

Dünyada yaklaşık  100 kişiden 84'ünün tanıdığı bir isim. Cristiano Ronaldo!
O taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği bir isim...
Yaptığı her hareket, attığı her gol şüphesiz olay oluyor. Herkesin takımında isteyeceği, sadece 'meşhur frikik' duruşu için bile takımına alınması istenecek tek adam. (Beyler için İrina Shayk faktörü de var, biz kabul etmesek te:)

Ancak Cristano'nun, tüm bu mükemmel sportif duruşu ve başarılarının ardından, bu kadar sevilmesinin nedeni bizce bambaşka...Ronaldo çok duygusal bir adam ve bu onu diğerlerinden farklı kılıyor.Son olarak 2014 Brezilya Dünya Kupası'nda Portekiz-ABD maçında CR7 yeni saç stiliyle sevenlerini oldukça şaşırtmış, sevmeyenleri tarafından eleştirilmişti.

Fakat bu yeni stilin sebebi ortaya çıkınca bir kez daha Ronaldoseverler golü atmış oldu. Ronaldo,bu saçı beyin tümörü ameliyatı olan hayranı  Eric Ortiz Cruz isimli çocuğun ameliyatı sonrası kafasında oluşan ameliyat izi şeklinde kazıttığı ortaya çıktı. Ronaldo aynı zamanda Eric Ortiz'in 83 bin dolarlık ameliyat masrafını da üstlenmişti...

Ronaldo severlerin dediği gibi 'Sevmeyelim de taşa mı dönelim?'



Kafa fena karışmış :)


Fotoğraf: Footballove

22 Haziran 2014 Pazar

Güzel futbolcular sevilir

Brezilya Milli Takımı'nın başarılı defansı David Luiz hepimizin bildiği gibi tam bir sosyal medya bağımlısı. Neymar ile yanak yana selfie'leri pek meşhur. Geçen gün paylaştığı bir fotoğrafı merak edip videosunu araştırdık. Videoyu izlemeye başlamamızla ağlamamız bir oldu. Luiz'e büyük bir 'aşkla' koşan çocuğun güvenlikleri atlatma çabası ve hemen ardından zafer gözyaşları...

Futbolu bu yüzden çok seviyoruz. Hiç bir sanatçı, yazar, ressam(ki bu bize göre) bir futbol yıldızı kadar bir çocuğu sevindiremez. Formasında Daniel Jr. yazan bu çocuğu hayatında hiç bir hediye David Luiz'in forması kadar sevindiremeyecek.Yukarıdaki fotoğrafı kendi instagram hesabından paylaşan David Luiz ise şu güzel cümleleri yazdı: Yaşadığım bu anda sadece gerçekler vardı. Daniel Jr'a bana bu gerçekliği yaşattığı için teşekkür ediyorum. Artık bugünden sonra hayatım daha farklı olacak. Tanrı'ya şükrederim ki, bana güzel insanları sevindirebilme şansı verdiği için....


 Video'yu izlemek isteyenler için linki paylaşıyorum...


21 Haziran 2014 Cumartesi

Uzun bir aradan sonra merhaba :)

Sevgili futbolsever dostlarımız, uzun bir aradan sonra Merhaba!
Biz sizleri ve blogumuzu çok özlediğimizi fark ettik ve yeniden dönmeye karar verdik. Aşırı doz güzel futboldan ölmek üzere olduğumuz şu günlerde yeniden burayı renklendirmeye karar verdik...
Sizlerden ricamız bize yazın, okuyun, paylaşın. Bu bizim için çok önemli....
Yine söylüyoruz "Yaşasaın spor seven kadın mücadelemiz"
:)