Güzel olmak zorunda değil. Çekici olmak zorunda hiç değil. O
teniste bir tarih yazdı, yazmaya da devam edecek
NAZMİYE KÖSEER/ YENİ YÜZYIL P
Los Angeles’ın cinayetleri ile meşhur Compton bölgesinde 1981
yılında doğdu Serena Williams. Henüz ileride dünyada bu kadar başarılı bir
sporcu olacağından habersiz beş kız kardeşin en küçüğüydü. Baba Richard
Willams, kızları Venus ve Serena’yı iyi bir sporcu yapmayı kafaya koymuştu.
Williams, kızlarını tenis kitapları ve videolardan eğitmeye başlamış, Serena
daha üç yaşındayken günde iki saat antrenman yapmaya başlamıştı. Çocukluk
yıllarında ablası Venus rakiplerini kolayca yenerken, Serena kısa ve
çelimsizdi, ablasından çok daha fazla çalışması gerekiyordu. Öyle de oldu.
14’üncü doğum gününe iki gün kala Serena Williams ilk profesyonel maçına çıktı.
İki yıl sonra da dünya sıralamasında ilk yüze girmeyi başardı.
TÜM İNSANLARDAN DAHA ÇOK İSTEDİM
‘Williams Kardeşler’
çiftler turnuvalarında 13 grand slam şampiyonluğu yaşadılar. Serena tekler
sıralamasına ilk 5’e 1999 yılında girdi. sezon Amerika Açık finalinde Martin
Hingis’i yenerek grand slam’lerde ilk tekler zaferine ulaştı. Zaferin ardından
uzun yıllar unutulmayacak konuşmasına imza attı. Williams “Grand slam tunuvasını kazandım çünkü bunu
çok istemiştim. Sanırım şunu söylemek yerinde olacaktır, tüm kariyerim boyunca
çeşitli aşamalarda kazanmayı bu gezegendeki diğer tüm insan evlatlarından daha
fazla istedim.”
TAKDİRE İHTİYACI YOK
2015 yılında Wimbledon turnuvasını 6’ıncı kez kazanmayı başaran
Serena Williams, başarısına gölge düşürmek için bu kez eril bir dil ile onu
yaralamayı seçtiler. New York Times’ta yayınlanan berbat bir makale ile Serena’nın
‘anormal’ fiziğine vurgu yapıldı. “Serena ‘anormal’ fiziği yüzünden yıllardır bu sporu domine
ediyor, rakipleri isteseler vücutlarını geliştirip Serena’yı yenebilirler ama
bunu yapmamayı seçiyorlar çünkü kadın gibi görünmek istiyorlar.” Bu makale
aslında yıllardır Serena Williams’ın fiziksel görüntüsüne karşı duyulan eril
nefretin bir dışa vurumu olduğunu gözler önüne serdi.
SHARAPOVA ‘AĞIR’ KALDIRAMIYOR
Sadece oynadığı reklam filmlerinden milyonlarca dolar para
kazanan Maria Sharapova, son olarak Avusturalya Açık’ta Serena’ya birkez daha
mağlup oldu. Ancak bu mağlubiyet kendisini pek üzmüşe benzemiyor. “2 buçuk
kilodan fazla ağırlık kaldıramıyorum. Ağırlık çalışmak sinir bozucu ve fazla
zor geliyor. Ayrıca yaptığım spor için gereksiz buluyorum” diyor. Yıllardır
rakibine karşı üstünlük kuramayan Sharapova’nın bu denli rahat olması insanı
oldukça düşündüyor.
KENDİ ‘LİGİNDE’ YARIŞIYOR
Kendisine yapılan bu denli cinsiyetçi, eril ve ırkçılığa
dayanan açıklamaları bir kenara bırakan Serena Williams, kariyerinin zirvesinde
olmanın tadını çıkarıyor. Eski dünya bir numarası olan Chris Evert Williams için
“Bence o bugüne kadar gördüğümüz en büyük oyuncu” yorumunda bulunmuştu. Bir
başka eski dünya sıralaması lideri, Kadın Tenisçiler Birliği'nin (WTA) kurucusu
Billie Jean King ise “Serena böyle devam ederse muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi
tenisçi olacak” dedi. Serena kimilerine
göre çok büyük bir tenis mucizesi, kimilerine göre fiziksel üstünlüğü olduğu
için yenilemeyen ‘anormal’ bir sporcu… Ancak su götürmeyecek bir gerçek var, o
ismini tarihe altın harflerle yazdırdı ve yazdırmaya devam edecek.
--
SERENA’NIN KARİYERİ
Kariyerinde 69 tekler zaferi bulunan Williams, bunların 21'ini
grand slamlerde yaşadı. Wimbledon, ABD Açık ve Avustralya Açık'ta 6'şar, Fransa
Açık'ta 3 şampiyonluğa ulaşan Serena, WTA Finalleri'nde de 5 kez kupa kaldırdı.
Williams, bir kez daha finale çıkacağı Avustralya Açık'ta şampiyonluklarına
2003, 2005, 2007, 2009, 2010 ve 2015'te ulaştı. Kerber ise grand slam zaferi
sığdıramadığı kariyerinde, WTA takvimindeki tekler turnuvalarında 7 defa
şampiyonluk yaşadı.