19 Şubat 2016 Cuma

O'da cinsiyetçilikten kurtulamadı



Güzel olmak zorunda değil. Çekici olmak zorunda hiç değil. O teniste bir tarih yazdı, yazmaya da devam edecek








NAZMİYE KÖSEER/ YENİ YÜZYIL P

Los Angeles’ın cinayetleri ile meşhur Compton bölgesinde 1981 yılında doğdu Serena Williams. Henüz ileride dünyada bu kadar başarılı bir sporcu olacağından habersiz beş kız kardeşin en küçüğüydü. Baba Richard Willams, kızları Venus ve Serena’yı iyi bir sporcu yapmayı kafaya koymuştu. Williams, kızlarını tenis kitapları ve videolardan eğitmeye başlamış, Serena daha üç yaşındayken günde iki saat antrenman yapmaya başlamıştı. Çocukluk yıllarında ablası Venus rakiplerini kolayca yenerken, Serena kısa ve çelimsizdi, ablasından çok daha fazla çalışması gerekiyordu. Öyle de oldu. 14’üncü doğum gününe iki gün kala Serena Williams ilk profesyonel maçına çıktı. İki yıl sonra da dünya sıralamasında ilk yüze girmeyi başardı.

TÜM İNSANLARDAN DAHA ÇOK İSTEDİM

‘Williams Kardeşler’  çiftler turnuvalarında 13 grand slam şampiyonluğu yaşadılar. Serena tekler sıralamasına ilk 5’e 1999 yılında girdi. sezon Amerika Açık finalinde Martin Hingis’i yenerek grand slam’lerde ilk tekler zaferine ulaştı. Zaferin ardından uzun yıllar unutulmayacak konuşmasına imza attı. Williams  “Grand slam tunuvasını kazandım çünkü bunu çok istemiştim. Sanırım şunu söylemek yerinde olacaktır, tüm kariyerim boyunca çeşitli aşamalarda kazanmayı bu gezegendeki diğer tüm insan evlatlarından daha fazla istedim.”

TAKDİRE İHTİYACI YOK

2015 yılında Wimbledon turnuvasını 6’ıncı kez kazanmayı başaran Serena Williams, başarısına gölge düşürmek için bu kez eril bir dil ile onu yaralamayı seçtiler. New York Times’ta yayınlanan berbat bir makale ile Serena’nın ‘anormal’ fiziğine vurgu yapıldı. “Serena  ‘anormal’ fiziği yüzünden yıllardır bu sporu domine ediyor, rakipleri isteseler vücutlarını geliştirip Serena’yı yenebilirler ama bunu yapmamayı seçiyorlar çünkü kadın gibi görünmek istiyorlar.” Bu makale aslında yıllardır Serena Williams’ın fiziksel görüntüsüne karşı duyulan eril nefretin bir dışa vurumu olduğunu gözler önüne serdi.

SHARAPOVA ‘AĞIR’ KALDIRAMIYOR

Sadece oynadığı reklam filmlerinden milyonlarca dolar para kazanan Maria Sharapova, son olarak Avusturalya Açık’ta Serena’ya birkez daha mağlup oldu. Ancak bu mağlubiyet kendisini pek üzmüşe benzemiyor. “2 buçuk kilodan fazla ağırlık kaldıramıyorum. Ağırlık çalışmak sinir bozucu ve fazla zor geliyor. Ayrıca yaptığım spor için gereksiz buluyorum” diyor. Yıllardır rakibine karşı üstünlük kuramayan Sharapova’nın bu denli rahat olması insanı oldukça düşündüyor.

KENDİ ‘LİGİNDE’ YARIŞIYOR
Kendisine yapılan bu denli cinsiyetçi, eril ve ırkçılığa dayanan açıklamaları bir kenara bırakan Serena Williams, kariyerinin zirvesinde olmanın tadını çıkarıyor. Eski dünya bir numarası olan Chris Evert Williams için “Bence o bugüne kadar gördüğümüz en büyük oyuncu” yorumunda bulunmuştu. Bir başka eski dünya sıralaması lideri, Kadın Tenisçiler Birliği'nin (WTA) kurucusu Billie Jean King ise “Serena böyle devam ederse muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi tenisçi olacak” dedi.  Serena kimilerine göre çok büyük bir tenis mucizesi, kimilerine göre fiziksel üstünlüğü olduğu için yenilemeyen ‘anormal’ bir sporcu… Ancak su götürmeyecek bir gerçek var, o ismini tarihe altın harflerle yazdırdı ve yazdırmaya devam edecek.

--
SERENA’NIN KARİYERİ
Kariyerinde 69 tekler zaferi bulunan Williams, bunların 21'ini grand slamlerde yaşadı. Wimbledon, ABD Açık ve Avustralya Açık'ta 6'şar, Fransa Açık'ta 3 şampiyonluğa ulaşan Serena, WTA Finalleri'nde de 5 kez kupa kaldırdı. Williams, bir kez daha finale çıkacağı Avustralya Açık'ta şampiyonluklarına 2003, 2005, 2007, 2009, 2010 ve 2015'te ulaştı. Kerber ise grand slam zaferi sığdıramadığı kariyerinde, WTA takvimindeki tekler turnuvalarında 7 defa şampiyonluk yaşadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder